obje-10

Obje-10

mesnevibadet

Mesnevibadet

taslak-8

Taslak 8

kedinin-ruyasi

Kedinin Rüyası

Kültür Adası Olmak İçin



Her şeyi denedik sanırım. Turizm Adası, Kumarhane Adası, Üniversite Adası, Fuhuş Adası... Hepsine yatırım yapıldı, sanata yatırım yapılmadı.

Beklide kendimizi dünyaya duyurmanın farklı yollarını aramalıyız. Kültürümüze, ve sanatımıza yatırım yapmalıyız. Rus kızlarını değil, Rus ressamlarını getirmek için para harcamalıyız. Kültür bakanlığı ve Üniversitelerin ortaklaşa girişimleriyle büyük sanat organizasyonları düzenlemeliyiz. Bellapaise Müzik Festivali'nin yakaladığı başarıyı diğer sanat alanlarında da yakalamalıyız.

Geçtiğimiz yıl, Yakın Doğu Üniversitesi Leonardo da Vinci sergisini ülkemize getirmişti. Bellapaise Müzik Festivalinden sonra, gördüğüm en büyük sanat etkinliği diyebilirim. Sadece bir sergi değil, sergi kapsamında bulunan profesyonel çalışma disiplini, satışlar, video gösterileri v.b etkinliklerle tam anlamıyla bir sanat organizasyonu olmuştu. Ancak devamı gelmedi.

......


Bundan sekiz yıl önce, Ankara'da Salvador Dali sergisi açılmış, büyük ustanın eserleri ölümünden on bir yıl sonra Türkiye'de sergilenmişti. Başlı başına bir olaydı. Benzer sanat etkinlikleri o zamanlar için Türkiye'ye uzak görünüyordu ancak Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi girişimiyle gerçekleştirilmiş başarılı bir organizasyonun ardından bu gün bu tür etkinliklere Türkiye'de alışılmış durumdu. Dali'nin ardından Picasso, Rodin, Louvre Müzesi koleksiyonlarından İslam eserleri ve 31 Ağustos tarihine kadar devam edecek İspanyol ressam Joan Miro'nun eserleri ölümünden yirmi beş yıl sonra, ilk kez Türkiye'de sergileniyor.

Bizler ise, yani KKTC halkı, bu ufacık adada konserve kutusuna sıkıştırılmış gibi yaşamaya devam ediyoruz. Kendi kendimize uygulanan ambargolardan söz edip duruyor, çözüm yolları üretmiyoruz. Oysa ambargo bir kere delinebiliyorsa ve Leonardo da Vinci gibi bir usta için delinebiliyorsa, Bellapaise Müzik Festivali için delinebiliyorsa, kültür için, sanat için delinebiliyorsa, her şey için delinebilir demektir.

Picasso, Salvador Dali, Rodin, Joan Miro batının büyük sanatçıları ve tarihe ismini yazmış ustaları. Bu denli büyük isimlerin eserlerini ülkemize getirmek büyük külfete yol açar. Ancak yanı başımızda yetişmiş, Abidin Dino, İbrahim Çallı, Osman Hamdi Bey, Nurullah Berk, Eşref Üren gibi ustaların çalışmalarını sergileyebiliriz. Fikrimce Türk Sanat Tarihinde tartışılmaz isimlerini bir kere görmek bir ömre bedel olacaktır.

İhtiyarcımız olan biraz cesaret ve girişim. Üniversiteler ve etkinliklerden elini ayağını çekmiş kültür bakanlığı bu konuda yeni atılımlar yapmayı deneyebilir.

Henüz daha sanat galerileri olmayan bir ülkede yaşadığımızı düşünerek iyimserliğimi korumaya devam ediyorum. Ancak on yıl sonra, şuan sözünü ettiğim konular aklıma gelip de "Bu ülkede hiçbir şey değişmemiş" demek de istemiyorum.

Diğer Makaleler