resim-4

Resim-4

isimsiz

İsimsiz

obje-10

Obje-10

afrikali

Afrikalı

Medyanın Popüler Kültür Aldatmacası



Popüler kültürü biraz açalım!
Popülerlik ve kültür.
Temelde bu iki kelimenin birbirine tezat anlamları vardır. Ancak bir olgu hem popüler hem de kültürü içinde barındırdığı zaman, eskilerin değimiyle "Ah bu zamane gençliği" söylemi aklıma geliyor.

Bugün itibariyle çevremizde gelişen her şey popüler kültürün etkisiyle ilerliyor ve bu ilerleme de yeni popüler kültürleri yaratıyor. Bu sürecin ve döngünün kötü bir şey olduğunu sanmıyorum. Aksine modernleşmenin toplumlara sunduğu nimetlerden biri. Zaten derinlemesine incelendiği zaman popüler olanın arz-talep ilişkisine bağlı bir tüketim biçimi olduğu da görülebilir. İşte bu noktada gündelik hayatımıza giren popüler kültürün pek çok değişken faktörü ortaya çıkıyor. Televizyon dizileri, sabahları yayınlanan kadın programları, alışkanlıklarımız, pazar günleri yürüyüşlerimiz, aile ortamlarında yaptığımız kebap partileri, Internet sohbetleri, küfürlü konuşmalarımız v.s. Gerçekte bizlere ne kazandırıyorlar?

İsyan etmiyorum, ancak şahsi fikrimi sorarsanız popüler kültürde benim en büyük takıntım, medya ve mantıksız televizyon programlarıdır. Başlı başına popüler kültürün en karanlık yanını gözler önüne seriyor. Eli silahlı mafya dizilerinden tutun da, türlü türlü entrika ve senaryolarla, her gün sabahtan akşama kadar uyuşturucu maddeler gibi damarlarımızı ve beynimizi zehirliyor. Boşa geçirdiğimiz saatler sonrasında, geriye anlık bir görsel zevk ve senaryoların, bilincimize yerleştirdiği hayal ürünü karakterlerin davranış biçimleri kalıyor. Sonrasında marifetmiş gibi bu karakterlerin davranışlarını, çevremizde ve yaşam şeklimizde kullanmaya başlıyoruz. Bu açıdan bakıldığı zaman, popüler kültürün aşırı televizyon tüketimi bir sendroma dönüşebilir ve getirdikleri götürdüklerinden kat kat fazladır. Özellikle bir dönemler reality show adı altında pazarlanan, kameralarla özel yaşantının gözlemlendiği yarışma programları ve türevleri tam anlamıyla bir medya vurdumduymazlığıydı.

Medya kendi varlığını, içinde bulunduğu toplumsal kültürü geliştirmek için kullanılabilecek bir araç olmaktansa, toplumu ele geçirmeye çalışıp zehirleyen bir araç olmayı kendine benimsemiş durumda. Bilinçlendirmek yerine yayınlanan popüler ve günü birlik programlarla bilinçsiz bir toplum oluşmasına katkı sağlıyor.

Sabah programlarında birbirlerine bağıran kadınlar, özel ve cinsel hayatlarını kameralar önüne sunan sözde ünlüler, canlı yayında bir başkasıyla yumruklaşan konuklar, pantolonunu indiren sövmenler... Hepsi de medya vurdumduymazlığının yarattığı karakterler ve senaryolar. İçinde bulundukların popüler kültürün arz-talep ilişkisine bağlılar.

Bugün izlenme rekorları kıran yapımlar ve programların, gündemi kaybettikçe yavaş yavaş yok olmaya başladıklarını görüyoruz. Ancak bu da medyanın bir yenilenme sürecidir. " Tıpkı bir dönemin Miroğlu yasalarının bugün evrimleşip Polat Alemdar yasaları olarak karşımıza çıkması gibi... Elinde maddi gücü bulunduran yayın organları halkı ve toplumu popüler kültür aldatmacası ile her gün daha da ele geçiriyor.

Bilinçli bireyler olarak medyanın bu oyununa gelmemeliyiz. Çünkü popüler kültürün gerçeği bu değildir.

Diğer Makaleler