Bilgisayar ve Sanal Dünyanın Sahte Aşkları
"Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar;
Size sesleniyorum;
"Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten, ya da hangi
program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın" keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?...
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille
arkadaşlarınıza?"
Müşfik Kenter
Bilgisayar ve Sanal Dünyanın Sahte Aşkları
Günden güne teknoloji toplumu olma yolunda ilerliyoruz. Evlerimizdeki eski radyo, kaset çalar ve plakların yerini, çoktan 5+1 ses sistemleri, CD çalarlar ve DVD oynatıcılar aldı. Hantal ve görüntüsü bozuldukça yumrukladığımız televizyonumuzu cam kalitesinde Plazma ve TFT televizyonlarla değiştirdik.
Oyuncak askerlerle hayal gücümüzde savaştığımız ordular, çizgi romanlarımız ve içimizdeki kahramanlar bilgisayar ekranlarındaki senaryolarla değişti. Bir zamanların nostalji yılları, yerini yavaş yavaş teknolojiye bıraktı.
Bilgisayar teknolojisi hayatımıza öyle bir girdi ki, tüm alışkanlıklarımızı değiştirdi. Günün büyük bir çoğunluğunu bu aletin başında oyun oynayarak, yada "chat" (Türkçe'mize sızmış yabancı bir kelime) yaparak geçirmeye başladık. Bize hep sahte aşklar, sahte ilişkiler verdi. Msn adresi varsa görüşebildiğimiz, hemen yanı başımızdaki dostlarımızı bile unuttuk. Kendi kendimizi ifade etme özgürlüğümüzü kaybettik. Sahte kimliklere bürünüp sahte hikayeler yazmaya başladık. Ne gerçeğin, nede yalanlarımızın tadı tuzu kalmadı. Her birimiz Matrix'in birer parçası oldu..
......
Sanal alem, uzun vadede insanlık için tam anlamıyla bir çöküntü olabilir. Gereksinimlerimizi bir yandan kolaylaştırırken diğer yandan kişisel ve toplumsal rollerimizi olumsuz etkiliyor. Bununla birlikte bireylerin ikili ilişkiler ve psikolojik gelişim süreçlerini de bozan bir faktörü var.
Yaşayarak deneyim kazanan bireyler yerine, içine kapanık, utangaç, girişimden uzak, Internet'ten beslenen ve öğrenen bireyler yetişiyor. Bir araştırma ve kaynak arama olarak düşünüldüğü zaman, bilgisayar elbette ki muazzam bir araçtır. Ancak sadece bu yönüyle kalmayıp, gereksiz zaman harcama etkinliği olarak kullanıldığında, bizlerin hem zamanını hem de günlük yaşam şeklini olumsuz etkilediği aşikardır.
Gerçek olan şudur ki, sanal sohbetler insanları çok daha fazla yalan söyleme eğilimine itiyor ve kendi açımdan baktığım zaman gördüğüm en büyük tehlikelerden biri de budur.
Saatlerce geçirilen sanal sohbetlerde, kendimizi olmak istediğimiz sahte karakterler gibi görmek ve klavye başında yalanlar yazmak yerine, kitap okuma alışkanlığı kazanılmasının daha yararlı bir uğraş olacağı düşüncesindeyim.
Son olarak;
Konuyu uzun uzadıya açmak yerine Müşfik Kenter'in sözüyle noktalamayı daha uygun buluyorum.
"Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?"